OSMANLI KALESİ
smini verdiği Kale mahallesi’nde bulunan kale, eski kalenin güneydoğusunda, Van Gölü sahilinde bulunmaktadır. Dikdörtgen planlı kale içinde Osmanlı dönemine ait iki cami ve bir de harap hamam bulunmaktadır. Ortada yer alan ve davulhane denilen küçük bir iç kalenin etrafını üç taraftan çeviren surlarla kale içi iki kısıma ayrılmıştır. Kalenin kapılarındaki kitabeler, bu yapının eski kalenin harap olmasından sonra şehri gölden gelecek hücumlara karşı korumak amacıyla, Yavuz Sultan Selim’in 1514 Çaldıran seferinden sonra inşa edildiği ve daha sonra Kanuni Sultan Süleyman tarfından genişletildiği anlaşılmaktadır. Yeni kalenin duvarları kısmen sağlam olup, surların dışında ve kaleyi kuşatan hndekten ve göl kenarında olduğu bilinen rıhtımdan iz kalmamıştır. Göl kıyısındakı kayıkhanede bulunan harp kayıkları göl tarafından kalenin güvenliğini sağlarlardı. Osmanlı Kalesi sınırı içerisindeki alan, Kentsel+Arkeolojik Sit Alanı’nı oluşturmaktadır.
URARTU İÇ KALE
Kalenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Henüz Urartu dönemine ait bir kale bulunmadığından, kalenin Urartular tarafından da kullanıldığı düşünülmektedir. Kale Harabeşihir Mahallesi’nde bir kayalık üzerine inşa edilmiştir. Bu kayalık, Tahtısüleyman, Harabeşehir ve İkikubbe mahalleleri arasındaki çukurlukta bir ada gibi yükselmektedir. Bu kalenin geçmişi Roma devrine kadar uzanır. Daha sonra Bizans ve İslam dönemlerini yaşayan kale, Türklerin Anadolu’ya girmeleriyle bir harekat üssü haline gelmiştir. Selçuklular zamanında tamir edilen kale, Ahlatşahlar döneminde ise güçlendirilerek ve genişletilerek yeniden yapılandırılmıştır. Ancak, Harzem, Moğol ve İran saldırıları sonucunda büyük ölçüde tahrip edilen kalenin izlerini tam olarak tesbit etmek mümkün değildir. İç kale kuzey ve güney uçlarından Harabeşehir, İkikubbe ve kısmen Meydanlık Mezarlığı’nı da çeviren bir sur duvarı ile birleşiyordu. Eski iç kale, depremler ve istilalar yüzünden zamanla harap olmuş ve meskun mahallaleri terkedilmiştir. Bugün kalenin bulunduğu kayalık üzerinde bazı duvar kalıntıları, eteklerinde de bazı mağara ve evlerden başka bir şey kalmamış gibidir. Eski Ahlat kentinin merkezini kuşatan surlardan ise, bazı duvar parçaları ve silindirik bir burç kaidesinden başka bir iz görülmemektedir. I. Derece Sit Alanı içinde bulunmaktadır.